29 Ocak 2011 Cumartesi

HEPİMİZE MÜJDE!

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'ndan:

İSTANBUL'A, HASANKEYF'E, MERSİN'E, SİNOP'A, GEBZE'YE, BURSA'YA İZMİR'E
VE ANADOLU TOPRAKLARINA MÜJDE !!!

ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI'NIN AÇTIĞI DAVADA DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU, ÇED MUAFİYETİNE DUR DEDİ.

3. KÖPRÜ, GEBZE-ORHANGAZİ-İZMİR OTOBANI, SİNOP VE AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ, HASANKEYF'İ SULAR ALTINDA BIRAKACAK ILISU BARAJI PROJESİ, ALLİANOİ'Yİ SULAR ALTINDA BIRAKACAK YORTANLI BARAJI PROJESİ İÇİN ÇED ZORUNLU TUTULACAK.

DANIŞTAY KARARI İLE TÜRKİYE'DE ÇEVRESEL ETKİLER YÖNÜNDEN PERVASIZ BİR DÖNEM SONA ERMİŞ VE 1993 ÖNCESİ TORBA HÜKMÜNE KOYULARAK ÇED'DEN MUAF TUTULAN YATIRIMLAR İÇİN ÇED SÜRECİ BAŞLAMIŞTIR.



17 Temmuz 2008 ve 26939 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan, "ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ'nin "Kapsam Dışı Projeler" başlıklı Geçici 3. Maddesi'nin yürütmesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na Çevre Mühendisleri Odası olarak yaptığımız itiraz üzerine durduruldu.

Artık "bu proje 1993'ten önce aklıma gelmişti, yatırım programına alınmıştı", "bu proje plan ve programlarımıza 1993'ten önce girmişti" gibi gerekçeler ile ekolojik yıkım getiren Türkiye'nin en büyük yatırım plan ve projelerinin çevresel etki değerlendirme sürecinden kaçırılması devri sona ermiştir.

Sen, 1453 hektar ormanı yok edeceksin, 2.5 milyon ağaç keseceksin, 680 hektar doğal sit alanını tamamen haritadan sileceksin, 931 hektar tarım arazini ortadan kaldıracaksın, sonra da bu köprü benim aklıma 1993'ten önce gelmişti, ÇED almama gerek yok diyeceksin... Böyle bir anlayış olabilir mi? Başbakan helikoptere binip köprünün güzergahını belirliyor... Böyle bir aymazlık olur mu? Bilimden bu kadar uzak bir iktidar; halkın, kamu yararının, doğanın değil olsa olsa rantın iktidarıdır.

DANIŞTAY KARARI İLE TÜRKİYE'DE ÇEVRESEL ETKİLER YÖNÜNDEN PERVASIZ BİR DÖNEM SONA ERMİŞ, BİR DÖNEM SONA ERMİŞ VE 1993 ÖNCESİ TORBA HÜKMÜNE KOYULARAK ÇED'DEN MUAF TUTULAN YATIRIMLAR İÇİN ÇED SÜRECİ BAŞLAMIŞTIR.

Durdurulan geçici 3. madde düzenlemesi ile 7/2/1993 tarihli ve 21489 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nden önce uygulama projeleri onaylanmış veya çevre mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat uyarınca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulaştırma kararı alınmış veya yatırım programına alınmış veya mevzi imar planları onaylanmış projelere Çevre Kanunu ve ilgili diğer yönetmeliklerde alınması gereken izinler saklı kalmak kaydıyla ÇED Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmayacağı düzenleniyordu. Bir diğer ifade ile 7.2.1993 öncesi kararı alınmış ancak başlanmamış projeler ÇED Yönetmeliğinin emredici hükümlerinden muaf tutuluyordu.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 7.10.2010 tarihli kararı ile bu muafiyet 7/2/1993 tarihinden yatırım programına alınmış, hakkında her ne işlem yapılmış, izinler alınmış olursa olsun üretime ve/veya işletmeye başlamayan projeler yönünden durdurularak Danıştay 6. Dairesi'nin kararı kaldırılmıştır.

Danıştay kararı uyarınca 1993 yılı öncesi yatırım programına alınsa dahi tüm projeler için çevresel etkileri değerlendirmesi sürecinin işletilmesi zorunluluk haline gelmiştir.

Anayasa'nın 138. maddesi ve İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 28. maddesi gereğince en geç 30 gün içinde sayılan projeler ile ÇED'den muaf tutulan diğer projeler için ÇED süreci başlatılmalıdır. Aksi takdirde bu kararı almayan, kararın arkasından dolanmaya çalışan, uyguluyor gibi yapıp uygulamayan kamu görevlilerinin 5018 sayılı KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU ve KAMU ZARARLARININ TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK hükümleri uyarınca doğacak zarardan şahsen sorumlu olacaklar, görevi ihmal suçu nedeni ile Mahkemeler önünde hesap vereceklerdir.

DANIŞTAY KARARI TARTIŞMA GÖTÜRMEYECEK KADAR AÇIKTIR, BAŞBAKANLIK VE İLGİLİ İDARELERCE DERHAL UYGULANMALIDIR.

İSTANBUL'A YAPILACAK OLAN 3. KÖPRÜ PROJESİ, SİNOP ve AKKUYU NÜKLEER SANTRAL PROJELERİ, ILISU BARAJI ve 7.2.1993 tarihinden önce yatırım programına alındığı iddia edilen tüm projeler derhal durdurulmalı ve ÇED süreci işletilmeye başlanmalıdır. GEBZE- ORHANGAZİ- İZMİR OTOYOLU PROJESİ'nin Başbakanlığın 18.12.2010 tarihli genelgesinde ÇED sürecinden muaf olduğunu belirten 9. madde hükmü Türkiye'nin taraf olduğu Uluslar arası Çevre Sözleşmeleri, 2872 sayılı Çevre Kanununun 10.maddesi ve ÇED Yönetmeliğinin emredici hükümleri doğrultusunda derhal iptal edilmeli ve söz konusu projeler için ÇED süreci işletilmeye başlanmalı ve güzergahın üzerinde bulunan yerleşimlerde halkın katılımı toplantıları yapılarak karar süreçlerine katılımı sağlanmalıdır.


ÇEVRE KANUNU'NUN EMREDİCİ HÜKÜMLERİNİN YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİKLERİ İLE ORTADAN KALDIRILMASI ANLAYIŞINA DERHAL SON VERİLMELİDİR.


1983 yılında çıkarılan ve ÇED düzenlemesi getiren 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun emredici hükümleri, aradan 28 yıl geçmesine karşın Yönetmelik hükümleri ile bertaraf edilmeye çalışılmamalı ve çevreye rağmen kalkınma anlayışı derhal terk edilmelidir.

2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca ''Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez.''

Anayasa 90. maddesine 5170/7 sayılı kanunla eklenen maddeye göre; ''Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farkli hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri dikkate alınır.'' Bilindiği gibi, Anayasanın 56 ve 63. maddeleri ''temel haklar ve ödevler'' bölümünde düzenlenmiş olup ''çevre hakkı'' temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmeler kapsamındadır.

ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesinin 3. fıkrasında "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilen projeler için yedi yıl içinde yatırıma başlanmaması durumunda bu kararın geçersiz olacağı, yine Yönetmeliğin 17. maddesinin 3. fıkrasında da "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı verilen projeler için beş yıl için yatırıma başlanmaması durumunda bu kararın da geçersiz olacağı düzenlenmiştir.

"Kapsam dışı projeler" başlığını taşıyan dava konusu geçici 3. madde hükmü ile Yönetmeliğin emredici hükümlerine aykırı olarak istisna öngörülmesi ve 1993 öncesi programına alınan yatırım ve projeler için yapılan her Yönetmelik düzenlemesinde bu süreler korunmak suretiyle projelere hiç başlanmamış olsa da 18 yıldır ÇED süreci işletilmemesinin hukuka aykırılığı Danıştay kararı ile tescillenmiştir. Hükümet derhal kararın gereğini yerine getirmelidir.

ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI, ÇED SÜRECİNDEN KAÇIRILMAYA ÇALIŞAN TÜM PROJELERİN TAKİPÇİSİ OLACAKTIR.

Mahkeme hükmünün uygulanması için Çevre Mühendisleri Odası olarak, ülke çapında tüm demokratik kitle örgütlerini harekete geçireceğiz.

Yüksek Mahkeme hükmü uyarınca Başbakanlık ile Çevre ve Orman Bakanlığı'na başvuru yapılarak gerekli talimatların verilmesinin takipçisi olacağız.

Anılan projeler dışında Hasankeyf'i sular altında bırakan Ilısu Barajı, Allianoi'yi sular altında bırakan Yortanlı Barajı ile ilgili çalışmalarımızı Başkanlığını yürüttüğümüz TMMOB Çevre Komisyonu'na, oradan da TBMM'ne taşıyarak ille de rant anlayışını taşıyan kişilerin peşine düşeceğiz. Danıştay kararını uygulamama girişimleri karşısında direnç gösteren kamu görevlilerinin kişisel tazminat ve cezai sorumlulukları ile ilgili takibe başlayacağız.

Ülkemiz çevre ve kültürel değerleri için savaşmaya ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu sıfatı ile kamu yararı için ekolojik yıkıma, çevre ve halk sağlığı yönünden kamunun zararına olan plan ve projelere karşı mücadelemize yılmadan devam edeceğiz.

BAŞBAKANLIĞI ve İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİ UYARIYORUZ

Başbakanlığı, bu kararı aşmak için daha önce Bergama Altın Madeni ile ilgili aldığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi mahkum ettiği gizli Bakanlar Kurulu prensip kararı gibi uygulamalara kalkışmaması ve Danıştay kararı doğrultusunda gerekli talimatları vermesi için uyarıyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne karşı Odamızın davacı olduğu 3. Köprü ile ilgili 1/100 bin ve 1/25 bin'lik plan değişiklikleri ile ilgili davanın derhal kabul edilerek plan değişikliklerin iptal edilmesi için gereğinin yapılması için uyarıyoruz.

ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI OLARAK, RANT MANTIĞI İLE DOĞA KATLİAMINA NEDEN OLAN VE HALKIN YAŞAM HAKKINA SALDIRAN TÜM UYGULAMALARA KARŞI MÜCADELE ETMEYE, BUNUN İÇİN MÜCADELE EDEN HERKESLE BİRLİKTE HAREKET ETMEYE DEVAM EDECEĞİMİZİ BU VESİLEYLE BİR KEZ DAHA VURGULUYORUZ.

13 Ocak 2011 Perşembe

Anadolu Doğasını Katledecek "Tabiat Kanunu"na Karşı 24 Ocak'ta Ankara'ya


Biz, aşağıda adı geçen gruplar, 24 Ocak 2011 tarihinde Saat: 11:30'da Ankara'da TBMM'nin önünde Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı'nı protesto etmek için biraraya geliyoruz. Basın açıklamasında aşağıdaki grupların çoğunun bileşeni olduğu Türkiye Su Meclisi de dahil olmak üzere hiçbir oluşumun bayrağı veya ismi kullanılmayacaktır. Katılımcılar yalnızca "vermeyeceğiz" ana mesajı altında birleşecek ve hiçbir oluşumun kimliği ön plana çıkarılmayacaktır.

Basın açıklamasının üstbaşlığı "Anadolu'yu vermeyeceğiz" olacaktır. Vadilerden veya Türkiye'nin diğer bölgelerinden gelenler "vermeyeceğiz" vurgusunu güçlendiren "Göksu'yu vermeyeceğiz", "Tuz Gölü'nü vermeyeceğiz" gibi pankartlar taşıyacak ve isteyen katılımcılar kendi yerel kıyafetleri ile bu simgesel eyleme katılacaktır. Açıklama sırasında hiçbir siyasi slogan atılmayacaktır.

Toprağımızı, suyumuzu, zengin çeşitliliğe sahip Anadolumuz'u yok edecek bu kanun tasarısına karşı bir arada duruş sergilemek, beraber mücadele etmek için destekçi olarak aşağıdaki listede yer almak isterseniz lütfen bize bildirin. Aramıza katılan yeni destekçiler tüm katılımcılara duyrulacak ve destekçi listesine eklenecektir.

İletişim için: anadoluyuvermeyecegiz@gmail.com
İnternet adresi: www.anadoluyuvermeyecegiz.net

Sizleri de aramızda görmek dileği ile.
Saygılarımızla,

Destekçiler:

Aksu Vadisi Platformu
Alakır Nehri Kardeşliği
ARÇEP Artvin Çevre Platformu
Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Atlas DergisiBartın Platformu
Basuad
Başak Kültür ve Sanat Vakfı
Başkent Rize İkizdereliler Kültür ve Dayanışma Derneği
Batı Akdeniz Çevre Platformu
Batman Turizm ve Tanıtma Derneği
Bozkır Çevre Derneği
Buğday Derneği
Büyük Menderes Platformu
Camili Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
Camili Köyler Birliği
Cide Doğa Derneği
Çatalzeytin Aşıkları Çevre Platformu
ÇEKÜL Vakfı
Dağ Kültürü Derneği
Doğa Aktiviteleri Grubu
Doğa Derneği
Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Derneği
Doğa Eylem Gücü
Doğa Kültür ve Yaşam Derneği
Doğal ve Kültürel Çevre İçin Yaşam GirişimiDoğal Yaşam Derneği
Doğu Karadeniz Çevre Platformu
Dünyalılar
EDGE Ekstrem Doğa Sporları ve Gezi Ekibi
EgeDoğa
Emanetçiler Derneği
Ersizlerdere Yardımlaşma Dayanışma Ekonomik Kalkınma ve Ekoturizm Derneği
Fırtına Vadisi
Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği
Greenpeace Akdeniz
Gümüşhane Torul Dereleri
Hayvan Hakları Federasyonu
Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği
Hemşin Sosyal Sorumluluk ve Gelişim Derneğiİç Anadolu Çevre Platformu
İkizdere Derneği
İstanbul S.O.S
Kardoğa Federasyonu
Karşı Bisiklet
KIRÇEV
Konyaaltı Dostlar Derneği
Loç Vadisi Koruma Platformu
Macahel VakfıMalatya Kırsal Kalkınma Derneği
Mardin Çevre Ekoloji ve Yaban Yaşamı Destekleme Derneği
Mersin Çevre Dostları Derneği
Muratpaşa Dostlar Derneği
Ordu Temiz Enerji Platformu
Papart Dereleri Platformu
Rize Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Salarha Deresi Çevre Koruma Derneği
Samsun Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği
Sarıkeçililer Derneği
Selçuk Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu
Senoz Vadisi
Serdarlı, Bağbaşı, Pehlivanlı Doğa Yaşam Derneği
Seyfe Gölü Ekoloji Derneği
Sinop Çevre Dostları Derneği
Slow Food Fikir Sahibi Damaklar
Slow Food Iğdır
Solaklı Vadisi ve Ekolojik Yaşamı Koruma Derneği
Sualtı Araştırmaları Derneği
Sulukule Platformu
Symbiosis Derneği
TEMA Vakfı
Tokat Merkez ve İlçeleri Sosyal Dayanışma Eğitim ve Kültür Derneği
Toprak Ana Platformu
TTKD Aksaray
TTKD Hatay
Tüketici Dernekleri Federasyonu
TÜRÇEK
TURÇEV
Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü
Uşak Sportif Olta Balıkçılığı ve Su Hayatını Koruma Derneği
Van Gölü İnisiyatifi Derneği
Veteriner Halk Sağlığı Derneği
YADEM Yağcılar ve Demircili Köyleri Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
Yenişehir Çevre Platformu
Yenişehir Doğal Hayatı ve Hayvanları Koruma Derneği
Yeşil Adımlar Çevre Eğitim Derneği
Yeşil Artvin Derneği
Yeşil Gerze Platformu
Yurt Köyü Doğal Sanatsal Bilimsel Sportif Yaşam Derneği
Yuva Derneği
Yuvarlakçay'ı Koruma Platformu

Anadolu'yu Vermeyeceğiz!

12 Ocak 2011 Çarşamba

Yeni Yıl Başarı ve Umutla Başladı


Loçlular: Gerekirse Yine Geliriz

Yasa hukuk tanımadan vadilerini tarumar eden HES'çi şirket önünde 1 aydır nöbet tutan Loç Vadisi halkı ve destekçileri, inşaatın mühürlenmesi ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı üzerine, bir basın açıklamasıyla eylemlerine son verdiler. Yuva da basın açıklamaları sırasında İstanbul'da Loçlular'la birlikteydi.

Orya Enerji - Ümran Boru tarafından, Kastamonu’nun Cide ilçesine bağlı Loç Vadisi’nde kurulması planlanan Hidroelektrik Santrale (HES) karşı direnen Loç Vadisi halkı ve destekçileri, dün akşam resmen açıklanan yürütmeyi durdurma kararının ardından, şirket merkezi önünde 28 gündür sürdürdükleri oturma eylemlerine bir basın açıklaması ile son verdiler.

İstanbul Fındıklı'da bulunan şirkete ait Orya Han önünde yapılan ve Karadeniz İsyandadır Platformu'nun da destek verdiği basın açıklamasını, Loç Vadisi Koruma Platformundan Zafer Keçin yaptı. Açıklamasında vadiye HES yapmak isteyen şirketi bir daha uyaran Keçin şöyle dedi:

"Eğer yürütmeyi durdurma kararından sonra, şirket vadimizi yine talan etmeye kalkarsa, bilsin ki direnen Loç Vadisi'nin nefesi yine ensesinde olacaktır. Eğer önümüdeki dönemde vadimize tek bir kazma dahi vurulsa, biz Loçlular ve yaşam savunucuları olarak yine burada, şirket önünde toplanacağız ve eylemlerimiz büyüyerek devam edecektir."

Vadiye yapılmak istenen inşaatın şantiyesinin önceki gün resmi görevlilerce mühürlenmesinin ardından, dün de Kastamonu İdare Mahkemesi 'Yürütmeyi Durdurma Kararı' verdi.

Direnerek ve dayanışmayla kazanılmış bir mücadelenin coşkusuyla yapılan basın açıklaması şöyle:

'MÜCADELEMİZ TOPRAK VE YAŞAM İÇİN...'

"Bugün bir kez daha buradayız. Verilen mücadelede katettiğimiz aşamayı halkımıza duyurmak istiyoruz. Yasa, hukuk tanımayanların karşısında vermiş olduğumuz onur mücadelesini duyurmak için tekrar buradayız.

Dinleyin o zaman bizi. Dinleyin ki, verilen mücadelenin toprağımız için verilmiş bir yaşam mücadelesi olduğuna siz de ikna olun.

Şirket yetkililerine sesleniyoruz:

Hiç bir belge ve dayanak olmadan, şantiye alanı olarak köylüye zorla kabul ettirmek istediğiniz arazinin bizim olduğunu söyledik ve önünüze belgeleri koyduk. Fakat yüzünüz bile kızarmadan inkar ettiniz.

Yetmedi, şirketin mühendisi Bekir Sıtkı Esendir, köylünün saf olduğunu düşünerek 'buraları nasıl olsa alacağız' söylemiyle köylülerin karşısına geçip alay etmek istedi.

Yetmedi, misafir olarak yöreye gelen arkadaşlarımızın konakladığı yerdeki çadırları, kendi topraklarımız üzerinde bulunmalarına rağmen, sinsice ve kimsenin olmadığı yağmurlu bir sabah, yangından mal kaçırırcasına parçalayıp götürdünüz ve hırsızlık yaptınız.

Yetmedi, misafirlerimizi kayda geçirip, fişlediniz. Üzerimize parayla tuttuğunuz adamlarınızı saldınız. Analarımızı, babalarımızı dövdürdünüz. Köylüyü birbirine düşürdünüz.

Bunlar da yetmedi, "BU TOPRAKLARIN ÜZERİNDE GEZEMEZSİNİZ" dediniz, "BURALAR BİZİMDİR" dediniz..

SONUNDA SABRIMIZI TAŞIRDINIZ!

SUYUMUZU, DOĞAMIZI, TOPRAĞIMIZI VE HERŞEYDEN ÖNEMLİSİ, VAR OLAN KÜLTÜRÜMÜZÜ, BİNBİR TÜRLÜ HİLE İLE ELİMİZDEN ALMAYA ÇALIŞTINIZ.

GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN DOĞA TAHRİBATINI LOÇ VADİSİ'NDE GERÇEKLEŞTİRMEYE ÇALIŞTINIZ.

ATALARIMIZIN ÜZERİNDE KARA SABANLA ÇİFT SÜRDÜĞÜ, EKİP BİÇTİĞİ, BEŞİK SALLADIĞI, ÜZERİNDE NAMAZ KILDIĞI, VERDİĞİ NİMETLERE ŞÜKRETTİĞİ, BİR VERDİĞİNDE ON VEREN TOPRAKLARINA BİZLERİN İHANET EDECEĞİNİ Mİ ZANNETTİNİZ?

İNŞAAT İZNİNİZ OLMADAN, İMAR İZNİNİZ OLMADAN, YASALARI HİÇE SAYARAK ÇALIŞMALARA BAŞLADINIZ. KÖYLÜLERİMİZİN GÖZÜ ÖNÜNDE, BU CİNAYETE GÖZ YUMAN KAMU YETKİLİLERİNİN GÖZÜ ÖNÜNDE, YAŞAM ALANLARIMIZI YOK ETMEYE ÇALIŞTINIZ.

AMA SONUNDA YALANLARINIZ BİRER BİRER ORTAYA ÇIKTI.

İMAR İZNİNİZ OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI,

YAPTIĞINIZ BİNAYI KAÇAK OLARAK İNŞA ETTİĞİNİZ ANLAŞILDI VE BÖYLECE ŞANTİYENİZ MÜHÜRLENDİ, KAPATILDI.

VE NİHAYET DÜN AKŞAM, UZUN ZAMANDIR BEKLEDİĞİMİZ HABER GELDİ;

ŞİRKET ÖNÜNDEKİ OTURMA EYLEMİMİZİN 27. GÜNÜNDE YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARINI DUYDUK!

EVET, ADALET TECELLİ ETTİ, HAK YERİNİ BULDU!

AMA ZANNETMEYİNKİ "YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI" LOÇ VADİSİNİ NÖBETİNİ DURDURACAKTIR. GÖZÜMÜZ KULAĞIMIZ HEP SİZİN ÜZERİNİZDE OLACAKTIR!

BU GÜN İTİBARİ İLE LOÇ VADİSİNDE DURMUŞ OLAN ÇALIŞMALAR NETİCESİNDE 28 GÜNDÜR SÜRDÜRMÜŞ OLDUĞUMUZ VE PEKÇOK SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ TARAFINDAN DESTEKLENEN OTURMA EYLEMİMİZE SON VERİYORUZ.

EĞER YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARDAN SONRA ŞİRKET VADİMİZİ TALAN ETMEYE KALKARSA BİLİN Kİ LOÇ VADİSİ'NİN NEFESİ ENSENİZDE OLACAKTIR BUNU İYİCE KAFANIZA KOYUN!

VADİMİZE TEK BİR KAZMA DAHİ VURULSA BİZLER YAŞAM SAVUNUCULARI OLARAK YİNE BURADA ŞİRKET ÖNÜNDE TOPLANACAĞIZ VE EYLEMLERİMİZ BÜYÜYEREK DEVAM EDECEKTİR!

VADİMİZİ ESKİ HALİ İLE BİZE BIRAKMADIĞINIZ SÜRECE SİZE BURADA NEFES BİLE ALDIRMAYACAĞIMIZA YEMİN ETTİK!

BU DAVA YALNIZCA LOÇ VADİSİ'NİN DAVASI DEĞİLDİR. BU DAVA BÜTÜN VADİLERİN DAVASI OLMUŞTUR. BU DAVA NAMUS DAVASI, BU DAVA İNSANLIĞIN VAROLUŞ DAVASI OLMUŞTUR.

YASA TANIMAZLIĞINIZ KARŞISINDA DİMDİK DURACAĞIMIZI BİLİN VE BİR AN EVVEL LOÇ VADİSİNİ TERK EDİN!

BU SİZE LOÇ VADİSİ'NİN UYARISIDIR. KARARLIYIZ VE AZMİMİZİN SINIRI YOK BİLESİNİZ!

28 GÜNDÜR BİZLERLE BİRLİKTE NÖBET TUTAN VE BİZLERİ ZİYARETLERİ İLE GÜÇLENDİREN BÜTÜN YAŞAM SAVUNUCULARINA SELAM OLSUN."

Loç Vadisi Koruma Platformu
4 Ocak 2011

Turnusol'de çıkan haberden derlenmiştir.