Yuva Derneği, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle Bandırma’da Balıkesir İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinliklere katıldı. Yuva Derneği yaptığı açıklamada, yetkilileri vakit kaybetmeden Ayvalık Sulak Alanları’nı koruma altına almaya çağırdı.
Ayvalık Sulak Alanları, Türkiye’deki 135 Uluslar arası Öneme Sahip Sulak Alan’dan bir tanesi. Sulak alanlar, neredeyse tropik ormanlara denk canlı yaşam üretimleriyle, yerkürenin en üretken ekosistemlerinden. Ayvalık Sulak Alanları’nda ve çevresinde, aralarında nesli tehlike altında bulunan tepeli pelikan, küçük kerkenez, aladoğan ve kervan çulluğunun da bulunduğu 170’ten fazla kuş türü barınıyor. Kuşlar çoğu zaman diğer canlıların çeşitliliğinin de bir göstergesi. Ayvalık’ta deniz canlıları için kızıl mercanlar neyse, karada da sulak alanlar o: Sadece kuşlar için değil, diğer canlılar için de vazgeçilmez yaşam alanları.
Sulak alanlar yer altı suları için rezerv oluşturuyor, taşkınları önlüyor, kıyı akiferlerine tuzlu suyun girişini engelliyor, fırtınalara karşı kıyıları koruyor, yöre iklimini muhafaza ediyor, tortuları tutuyor, zehirli atıkları arıtıyor. Bu gibi ekosistem hizmetlerinin yanı sıra etrafında yaşayan insanlara da geçim kaynağı sağlıyor. İnsanlar sulak alanlarda hayvan otlatıyor, avlanıyor, balıkçılık yapıyor, kerevit yakalıyor, sazları, deniz börülcelerini ve diğer su bitkilerini kesiyor, tuz üretiyor, suyu tarımda kullanıyor.
Yuva Derneği adına Bandırma’daki etkinliklere katılan Erdem Vardar şöyle konuştu: “Binlerce su kuşu, her yıl kışı geçirmek için Ayvalık Sulak Alanları’nı tercih ediyor. Bu durum Ayvalık’ta turizmin yılın 12 ayına yayılması açısından çok önemli bir şans. Kendi sulak alanlarını Natura 2000 kapsamında koruma altına alan Midilli, kuş gözlemciliği turizminden ciddi gelir elde ediyor. Ayvalık da bir an önce harekete geçerek bu fırsatı kullanmalı.”
Balıkesir İli Yerel Sulak Alanlar Komisyonu’nun da bir üyesi olan Yuva Derneği ; Kuzey Ege’deki Edremit sazlıkları, Gömeç sahili, Ayvalık Sulak Alanları, Madra Çayı, Bakırçay Deltası gibi alanların Aliağa Kuş Cenneti ve Gediz Deltası’nda olduğu gibi koruma altına alınması ve ekoturizme kazandırılması gerektiğini savunuyor.
